2 Şubat 2016 Salı

Şiir Şovalyesi


Şiir Şovalyesi 

FcyzzsdfzAranıyor! Başına 10 bin dolar ödül kondu bu haydutun.sarıya çalmış resim,güneşin altında sakallar beklendiği gibi saçla karışık uzunca. Gözlerde tehlike işaretleri kafada bir şapka. Uzat boynunu şu tahtaya bak tam ordan şiir şovalyesi yaklaşmakta. 

Devam

Çalacaklar düşünceni beyninin kıvrımlarımdan
Gözünden görüntüyü çalacaklar
Ses tellerine varmadan sesi çalacaklar.
Bir gece hırsız girip çalacak beyninden tüm sırlarını
Ayağında çorap bile olmayacak kaçarken
En iyiniz bile bir canavara dönüşecek
Kaldığınız yerden devam
Bak mağara adamları çıktı
Kemik sesleri azaldıkça görkemli binalar yükseldi.
Zamanın elleri herşeyi açığa çıkaracaktır.

Memleket dediğin nedir?

Gelincik çiçeğini durduk yere özlemektir misal. Bulutların sıra sıra gökyüzünü sarmasını ummak. Yoğurtlu bir çorbanın kokusunu durduk yere almak. Adam gibi bir şaka yapabilmektir gerektiğinde laf sokmaktır.memleket dediğin şey bir kayısıyı dalından koparmak bir duta aşık olmak demektir.

İKİ BAKIŞ

Göz
Yaş
İki bakış
Mesafesi bilinmeyen aralık
Orta yerde gökkuşağıda açabilir
Orta yerde savaş borazanları
Yağmur altında ıslanan saçlar
Kızıl bir günbatımı
Kumların yelle buluşması
Zamanın bacaklarının uyuşması
Hayatın kapı kolu ellerinde kalmadımı hiç senin
Gül
Diken
Son kaçış









Gece Kuşları


Gece Kuşları

Sahte bir tebessüm anı kadar kalmıştı insanlık,diller işkence görüyordu ve domuz bağıydı en makbul olan,gece kuşları uyutmamak için ötüyordu bu defa, hayat devam ediyordu ayrıca yaşamaktı esas olan , dün çoktan geçmiş ilginç olsada gelecek geriye kalmıştı işte orta bir avuç duran. Kalıplara sokarak yaşadığımız hayatın bir sonu elbet gelecek, biraz şeker, 5 adet kalem. 1 kilo sivri biber, bir saat ,heyhatki tanımlamaların sonu yakın , öyle olmadığını görecek insan,

Kargalar


Kargalar

Güzelliğini çalmaya hazır kargalar. Leşin başına üşüşmüşken akbabalar, suyundan bir yudum al. Usta ressamın elinde paleti fırçası. Yüzüne yerleştirecek her bir çiziği. Akarken rengarenk suluboya yüreğinden geriye kalan sadece siyah olacak. Renklerinde göreceliği olduğunu yazacak elbet bir gün kitaplar. Doyasıya yaşanmış bu hayattan geriye kalan eller. Yıkanmış temiz ak ve pak. Kirli sabun köpükleri delikten aşağı akacak. Hayallere kuraklık çökecek 7 yaz ve kış hasat hep düşük olacak. Ruhu çekilmiş ölü bir adam gibi, çürümüş kokuşmuş kurtlanmış kurtlarını dereye salmış bir leşi görmeden o derede yüzer gibi. Kendini hazırlaman gerek sahip olduğunu düşündüğün seni sen yaptığına inandığın herşeyi bırakmaya , cazibenin değil gerçekliğin merkezi olmaya

Buzdan Çiçekler


 Buzdan Çiçekler

Hatırlanamayacak kadar yorgundum ve ellerim buz tutmuştu. Ağlamakla dayanmanın savaşında ortada kalmış bir kuş. Uçmakla ölmek arasında tercih yapmak, hüzünün dağlı karları da elbet erir. Bir cama vuran saatin görüntüsü , zaman ve amaç muhabbeti canımı sıkan. Ayakları koşmaktan sızlayan yaşlıca bir kadın,sıcaklığın elde bıraktığı o tat, nedensiz bir sevinç, nedensiz başlayıp ve süregiden anlamsız bir sevinç. Bizi Bu kadar neşeli yapan şey neydi sevgili?ayçiçeği dikeni olabilirmiydi? Çenemizden göğsümüze akan serin su olabilirmiydi? Bizi biz yapan şey hafızamıza işlemiş domates lezzeti veya biber kokusu olabilirmiydi? Hakikaten ya bu anlamsız sevincin nedeni ne olabilirdi?