kumdan kaleler,kağıtdan gemiler
naylondan kalpler.
övgüler düzülürdü sana her biri on parmağında on marifet
gafıl avlanmıştı tilki uykularında bu gençliğim
polis gaz sıkıyordu,göz kapaklarım alabildiğine şeffaf
polis cop vuruyordu pamuktan sırtıma,oysa taşı sıksan suyunu çıkarırsın diyorlardı bana.
polis su sıkıyordu ve gazeteler yağ gibi üste çıkıyordu.
hak ile yeksan oluyordum, gözlerimde bir bağ
halep ordaysa arşın burada diyorlardı
adalete göz göre göre tecavüz ediyorlardı.
rabbena hep bana diyordu takım elbiseli kişiler
verilmis sadakalar toplanıyordu yardım vakıflarında
gözü doymaz adamlar adına
vur dedikse
öldür gitsin anlamında
gözüne gözüne
sırtına sırtına
kafasına kafasına
zaten leb demeden leblebiyi anlıyordu üniformalılar
fincancı katırlarını ürkütüyordu
sokaklarda çapulcular
papaza kızıp oruç bozuyordu bütün insanlar
şah iken şahbaz oluyordu hilebaz
şapa oturuyordu düzenbaz
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder