Anodoluya özgü tahta sandalyelerin üstünde yine anodolunun dört bir yanından gelmiş insanlar oturuyordu.her birini rahatlıkla bir tanıdığınıza benzetebilirdiniz.cay ocağının başında henüz yirmili yaşlarını başında bir genç vardı.bakır görünümlü çay kazanı her zamanki gibi ağır ateşte fokurduyordu.okey sesleri,televizyondan gelen haber spikerinin sesi,hızla masaya vurulan kağıt sesleri orda bulunan herkese rahatlık veriyordu.çay ocağına hiç gelmemiş biri bu dumanın altında beş dakika bile dayanamazdı.ama orada bulunan insanlar ne bu dumanı umursuyorlardı nede gürültüyü.mustafada işsiz kaldığından beri buraya takılır olmuştu.uaynır uyanmaz birkaç iş ilanı fazla olan gazeteyi alıyor.büyük bir bardak çay,simit ve üçgen şeklinde peynir istiyordu.bu topraklarda sefaletin tozlu yollarından geçmiş herkes bu üçlüyle zamanın bir yerinde mutlaka karnını doyurmuştu.mustafa haberleri es geçip hemen iş ilanlarının bulunduğu sayfayı açıyor,kendi mesleğiyle alakalı alakasız bütün iş ilanlarını kontrol ediyordu.üniversite mezunu,5 yıl deneyimli,İngilizce bilen eleman aranıyor yazıyordu genelde en uyduruk işler için bile.bir insan hem İngilizce bilece hem 5 yıl deneyimli olacak ayrıca üniversite mezunu olacak eeee o zaman niye bu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder