2 Şubat 2016 Salı

Taş Miğfer ve Kılıç


 Taş Miğfer ve Kılıç

Kendini kesen bir aptal yollara düştü. Şimdi yaraları sarma zamanıydı oysa.yaralar hiç kapanmazmı buralarda?şimdi unutma zamanıydı oysa.
Ormanın ve yanında kaybolan herşeye bir ağıt gibi bu şarkı. Dinledikçe kullakları aydınlatan. Sağır olmakmı aydınlanmakmı en makul olan?herkesin kendine çıkaracağı bir ders var işte burda. Cetvelleri şuraya koy, kalemleri buraya, iyi dinlersen sende duyacaksın, dünyayı şuraya koy, kendini mezara.
Senin olmayan hiçbirşeye bu kadar sahip çıkma istekliği, zevzekliğide ne oluyor?
Anlamak isteyen şöyle yanaşşın rıhtıma.şimdi kayıp eşyalarınız geri verilecek. İsteyen emanet diyede düşünebilir.sökülmüş tırnaklar bak dualarda. Nefret dediğin şey sahibine zararken at hırsızı olmakta nesi? Görmeyecek gözler bu yazıyı ve duymayacak bazı kulaklar. Duymamaya alışmaktansa görmemeyi tercih edecek bazıları. Alışkanlık, yılların üzerinde biriktirdiği tortu. Diz kapaklarını ve diğer eklemlerinin derisini kessem ah keşke ve algıyabilsen ruhuna bile sinmiş kireci. Görmek artık çok uzak biliyorsun. Elini taşın altına sokmak da yetmez. Çünkü acıyı bilmek için görmek gerekmez. Herşeyimizle savaşıyoruz bizler. Yüzlerimizde çelikten bir maske. Ama bak ne ağır bu taş, miğfer ve kılıç. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder