17 Temmuz 2012 Salı

HAYAT DAHA YENI BASLIYOR(bolum 2 gozlerimdeki surme)

genisce bir odanin ortasinda kurulmus uzunlamasina gri bir masa butun heybetiyle duruyordu.kendi ve etrafindaki tahta sandalyeler haric hic bir esyanin odada durmasina izin vermiyen oymus gibi bir havasi vardi.
odanin isiklandirilmasi icin sadece iki adet uzun florasan lamba kullanilmisti.kapidan girildigi anda sandalyede oturan insanlari secebilmek hayli zordu.sandalyenin birinde oturan hafif kilolu adamin anlattiklarini dinliyordu herkes.yavas yavas masaya dogru yurudu.goz goze geldigi ilk kisi hafif bir tebessum ve kafa isaretiyle oturmasini soyledi.sikica tuttugu cantasini hemen sandalyenin ayaklarinin dibine birakiverdi.sandalyelerde oturan insanlari tek tek caktirmadan suzdu.
"nicin kimse kim oldugumu merak edip sormuyor acaba" diye dusundu.
insanlari ve odayi iyice suzdu.hatta bu arada kilolu adamin konusmasini bile bitirdigini farketmedi.

uzunca yapili 45 50 yaslarinda  biri ayaga kalkti. kilolu adama anlattiklari icin tesekkur etti.siranin muhsin beye geldigini soyleyince muhsin bey ayaga kalkti.saclari yer yer beyazlamis ustlerden acilmis ustunde mavimsi beyazsimsi bir gomlek olan muhsin bey herkese "bugun buraya geldiginiz icin cok tesekkur ederim"dedi.
masanin ustunde duran ajanda not defteri karisimi defteri acip bir sure goz gezdirdikten sonra soze basladi.
"ben muhsin saricinar.zonguldakliyim.istanbula 10 sene evvelsi geldim.bizim kiz evlendi eee haliyleemekli olduktan sonra  bizde yalniz kalmasin diyerek buralara kadar geldik.

ben eskiden komur ocaginda calisirdim.komur cikardim yillarca.size bugun maden gunlerinden kalma gunleri anlatacagim.koyden cikip her sabah bisikletle maden ocagina giderdim.arasida epey var ha.belki nerden baksan birbucuk saat bisiklet surerdim.gelirkende birbucuk saat ettimi gunde sana uc saat.vallahi uc saat beim icin sanki 10 dakika o kadar keyifle bisiklet suruyorum.ama kafamda ilerde motorsiklet almak var ,allahta nasip ederse insallah.
madenciler vardiyayla calisir.eski el fenerlerinden vardir bazen.kuyunun basinda bekler isciler kafalarinda sari kasklari.bellerinde agir kemerleri.sigara icerek muhabbet ederiz biz orda.o bes dakika hic gecmesin istercesine belki birazdan olecekmisiz gibi hissederek gireriz madene.karanlik bizim icin normaldir mesela.siz zatewn haberlerde duymussunuzdur basimiza gelenleri .yok gocuktu,yok grizu patlati.spikerde oyle huzunlu bir ses takinir.aslinda bizim hayatlarimiza uzuldukleri yoktur esasen.bizi tanimazlar etmezler.habere uzulur onlar.bizi kim neylesin.
neyse bir gun vardiyadaydim.mubarek ramazandaydik.herkes sefer taslarini ortaya cikarmis yiyoruz iciyoruz.
sonra bir gurultu duydum.yok oyle sandiginiz gibi birsey degil.sadece buyukce bir fare acliktanmi yoksa yalnizliktanmi anlayamadim pek az ilerde durdu yuzume bakiyor.
bir parca ekmek attim.ekmegi tuttugu gibi kacti gitti.aradan 5 dakika gecti gecmedi yine geldi.tekrar bir parca ekmek attim.tekrar aldi gitti.derken ucunsu sefere gelince elimdeki ekmegin yarisini koparip firlattim onune.zaten iri yari bir fareydi ve diger farelere gore yavas yuruyordu.yada benim onu izlememi ister gibi bir havasi vardi.yani bende tam olarak anlamadim.o ekmegi alip sirtini donunce bende yavasca takip ettim eski yemek yedigimiz yerin soyle 25 30 metre ilerisinde duran kutuklerin arkasina girince hemen gittim baktim.ekmegi yavrularina goturuyormus.dondum yemek yedigimiz yere.

yuce adalet her mahlukun rizkini veriyordu iste,ister havada ol ister karada,istersen denizde.
bizim calistigimiz yerler oyle rahat rahat kazma salladigimiz yerler degildir .insanlarin kafalalarinda kurduklari madenci resmi bize hic benzemez.ornek vermem gerekirse yeri gelir biz dogrulmadan kazma sallariz.bir yandan komur tozu bir yandan nem bir yandan o sicaklik.suratimizdan ter akarda akar.akan alin teri olduktan sonra varsin aksin.ama o alin terininde bir hakki olmaliydi ve bunu kimse yememeliydi.bizim insanlar biraz gumuscun bocegine benzerler.kimseye zarari olmadiklarini dusunurler fakat evde ocakta yemedik kitap,duvar kagidi birakmazlar.
komurcunun etrafi iste bu gumuscunlerle sarilmis .denetimsiz maden isletmelerimi dersiniz,calisma sartlarimi dersiniz,doktora gitmek istersiniz bir kac gumuscun yuzunden gidemezsiniz.zam istersen isten cikarilirsin,kazalar,ve daha neler neler .siz bilmezsiniz belki ama 4 aralik dunya madenciler gunudur.buralarda hep madenler konusulur.kimse madencinin canini nasil koruruz ,nasil calisma sartlarini duleltiriz diye dusunmez.varsa yoksa madenciligin sorunlari.

yuzu kapkara  bir karinca gibi cikariz biz ordan.karinca kararinca yasamaya calisiriz.

o fare varsa ben yokum demek olmaz tabi ama analamak lazim insanlari biraz.artik devlet buyudu.herkesin eli ekmek tutuyor.yasamak ve yasatmak icin yavrularimi  hergun olmeyi goze alabilmek benimkisi tipki bir fare gibi.
o kuyudan kafani cikarip bakinca oh be dunya varmis dersin.bugunde ailemi gorebilecegim diye dusunursun.hizlica bir dus alip cikardim ayndada gozlerimdeki surme'ye bakardim.onca sene surme'yle yasadim ben.artik bisikletin pedallari daha hizla donuyor,ruzgar daha bir meltem,gunes rahatsiz etmiyor,vizir vizir gecen titlarin  ,ve kamyonlarin beni oldurebilme ihtimalinin ne kadar zayif oldugunu biliyorum.
yolun iki yaninda yemyesil uzanan tarlalari yer yer gorunen midye kabuklarini daha cok seviyorum.
aycicek tarlalarini,sogan tarlalarini,bugday tarlalarini kokluyorum.

onca mal'a mulk;e ragmen hic bir insanin gercek mutluluga sahip olmadigini biliyorum.cunku gercek mutluluk hayatin sifir noktasindan sonra baslar.


muhsin bey yerine otururken nesrin'le bir an goz goze geldi.o an nesrin bu hikayenin sonunu duymak icin sabirsizlandigini hissetti.

kendi kafasinda kurdugu bir tiplemeye asik olmus gibi muhsin beyin anlattiklarini dusunuyordu.gercekten hayatta hala bu kadar caliskan ve durust insanlar olabilirmiydi?

yoksa bu insanlar onu kandirmiyami calisiyorlardi?

bu sorulara kafayi takarak bocalamktansa bir anlikta olsa bu arkadas ortamina ait olmayi istedi.nesrin verdigi kararin sonucunun iyi mi yoksa kotu mu olacagini dusunmek dahi istemiyordu.bugune kadar erteledigi herseyden kendini sorumlu tutmamismiydi?yasanacak onca guzel seyi kaybetmisti belkide kimbilir.kendini engelledide cok mu iyi olmustu sanki?

sandalyeden 25 30 yaslarindaki genc bir kiz kalkip pencereye dogru gidip tahta pencerenin kolunu cevirerek acti.iceriye herhangi bir ruzgar girmemesine ragmen pencereyi acik birakarak yerine oturdu.

nesrin bir kez daha bu salona geri gelecegini biliyordu.peki ama neden?bu insanlari tanimiyordu bile.birine asik olsa belki bu mantikli bir neden olabilirdi.ama oyle bir sey yoktu.muhsin beyin anlattiklari fena degildi fakat oyle ahim sahim biseyde sayilmazdi.

uzun boylu adam butun heybetiyle dogrulup" bir dahaki bulusmamiz gelecek hafta bugun.herkese tesekkurler"

nesrin cantasindan kitabi cikarip arka sayfada adresin altina not dustu"haftaya ayni gun"

yaziyi yazana kadar uzun boylu adam haric herkes ayrilmisti bile odadan.

nesrin konusmalarindan yonetici gibi birsey oldugunu dusundu yanina yaklasip"ozurdilerim ben bugun biraz gec kaldim galiba  merhaba ben nesrin"

adam hic duymayi beklemiyormus yada hic ogrenmek istemiyormuscasina garip bir yuz ifadesine burundu."evet nesrin hanim biz genelde burda isim soylemeyiz.herkes cikar kendini tanitir hikayesini anlatir"dedi.

nesrin sandalyenin ayak ucundan cantasini alip kapidan cikarken uzun boylu adamin yuzunde belli belirsiz bir gulumseme vardi.

adam sandalye'nin ustune astigi ceketi bir hamlede sirtina gecirdi,"istanbulda hayat daha yeni basliyor kafalari cekme zamani " dedikten sonra cikti gitti.

nesrin otobus duragina dogru giderken icinden bir ses takip edildigini soyluyordu.evde yalniz kalmis bir cocuk edasinda arkasina bakmaya korkarak ve adimlarini hizlandirarak otobus duragina dogru ilerledi.hem biri takip ediyorsa bile ne yapabilirdiki kadin basina.otobus duragina yakinlastikca icindeki korku yerini huzura birakiyordu.adimlari tam normal seyrine donmustuku bir el omzuna dokunuverdi.

"kusura bakmayin nesrin hanim sizi korkuttum size soylemem gereken cok onemli birsey var "diyordu yuzunde telasli bir ifadeyle ....












Hiç yorum yok:

Yorum Gönder