arasıra.ama olmazdı şimdi.çocuk doğarken babasının ölmesi olmazdı.isterse dünya yıkılsın o bu hastaneden dışarı adım atamayacağını bal gibi biliyordu.
Sancılar artık kesilmek bilmiyordu.içeri giren hemşirelerde yatakla beraber öyküyü başka bir odaya nakletiler.öykünün bulunduğu odadan çığiıklar yükselirken herkes daha .ok gerilmişti.mustafanın kafasında anlamsız üst üste gelen sorular.cocuk sağlıklımı acaba,ya öyküye bir şey olursa,ya çocuk sakatsa,ya ölürse,ya çocuğumuzu doğurmak için öykü ölürse,ya sadece birini kurtabilme şansı olurda benim karar vermemi isterlerse.benki en basit şeylere bile çok zor karar veren biriyim.allahım yardım et sen bana diyerek dualar ediyordu.
Yarım saat sonra kadar odanın penceresindeki tülü açtı hemşireler. Doğum bitmisti.nur topu gibi bir kız çocukarı olmuştu.siyah kısa saçları minnacık gözleri ağlarken çıkardığı o ses mustafanında gözünden yaş getirmeye yetmişti.
Kısa bir süre önce vefat eden babasının da burada olup onu görmesini ne çok isterdi oysa.cennetten gelen bir melek gibiydi.mustafa kendi çocuğuna bakarken karmakarışık duygular içindeydi.kah seviniyor gülüyor kah ağlıyordu.
Ağladığını ailesininde pek görmesini istemiyordu.yavaşça parmak uçlarıyla gözlerinin altına doğru inen damlalari siliyordu.
Mustafanın kızkardeşi her şeyi kameraya kaydediyordu.bir diğeri ise fotoğraf çekip duruyordu.
Mustafa kızını kucağına ilk aldığında sanki midesinde kelebekler uçuşuyordu.bu güzel bebeğin saf bir mucize olduğunu düşündü.onu korumak için kendi canından bile vazgeçebilirdi.
Az biraz sonra öyküyü yatağıyla beraber tekrar odaya getirdiler.herkes öyküyü tebrik etti.iyi dileklerini sunarken birkaç hemşire odaya ellerinde bebek diploması ve bir kac
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder