bitirdi.
Uzun demir kapıyı ittirerek açtı içeri girdikten sonra çekerek kapattı.binanın önünde çene çalan birkaç kişiyle selamlaştıktan sonra elbise dolabına doğru gitti.temiz elbiselerini çıkartıp pis elbiseleri üzerine geçirdi.sonra çalışacağı makinenin önüne geldi.makinede çalısmakta olan gececi arkadaşıyla biraz sohbet ettikten sonra yüzünde telaşlı bir ifadeyle merdivenlerden hızla çıktı.
Patronun odasına doğru yöneldi.kapıyı çaldı.patronunun her zamanki korkutan sesini duydu.girrrr.
Efendim beni çağırtmışsınız.
Evet Mustafa geç otur şöyle dedi.patronun cep telefonu çalıyordu.bir üre telefona bakıp bekledikten sonra telefona cevap verdi.alo.
Patron konuşmaya başlarken eliyle mutafaya beklemesini işaret ederek dışarı çıktı.mustafa beklerken odada göz gezdirmeye başladı.bşr patron odasına göre biraz garip olduğunu daha öncede hissetmişti.ayağa kalkıp kitapların olduğu bölüme bakmaya başladı.dikkatini çeken ilk şey ingilizce kitaplardı.ne kadarda çoktular.yazıları okumaya başladı.itola calvino why read the classics？harlan coben caught.
Masanın üstünde Türkçe kitaplar vardı.orhan pamuk beyaz kale,inci aral ruhumu öpmeyi unuttun.yer yer duvarlarda plaklar vardı.so much staying alive and lovelessness by joan of arc.the smiths.ve birçok mimari dergi.
patron eskiden müzisyen olabilirmiydi acaba？çok sade döşenmiş bu odada kendini rahat hissettiğini fark etti.ne kadar az eşya o kadar mutluluktu.insanların bitmek tükenmek bilmeyen tüketim sevdası yüzünden insanlar şatafatlı ürünleri bolca alıyorlardı.mustafa bunları odaklanmışkenkapı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder